A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
The common language of many Asians is English.
- Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
Tom has been shot multiple times.
- Tom birçok kez vuruldu.
I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.
- Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
I've done that numerous of times.
- Onu birçok kez yaptım.
Numerous other lawsuits are pending.
- Diğer birçok dava bekliyor.
He has written lots of books about his experience abroad.
- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Lots of superstitions are still believed in.
- Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
Several politicians exerted strong pressure on the committee.
- Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
- Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
Japan imports various raw materials from abroad.
- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
This room is used for various purposes.
- Bu oda birçok amaçla kullanılır.
Not a few people live to be over eighty.
- Birçok insan seksen yıldan fazla yaşamaz.
What we call 'Standard English' is only one of the many dialects spoken all over the world.
- Standart İngilizce dediğimiz şey sadece bütün dünyada konuşulan birçok lehçeden biridir.
Despite the many tragedies she has had in life, she remains to have the pureness of her heart.
- Hayatta yaşadığı birçok trajediye rağmen, o, kalbinin saflığına sahip olmayı sürdürüyor.
He has written lots of books about his experience abroad.
- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
- Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
The telephone rang several times.
- Telefon birçok kez çaldı.
The two sides clashed several times.
- İki taraf birçok kez çatışmaya girdi.
Tom is interested in many things.
- Tom birçok şeyle ilgileniyor.
Cows supply us with many things we need.
- İnekler ihtiyacımız olan birçok şey bize verirler.
He looked back at us many times and walked away.
- O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
I've seen Tom on TV many times.
- Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
Tom has done that plenty of times.
- Tom onu birçok kez yaptı.
That's happened to me plenty of times.
- Bu birçok kez başıma geldi.
I've been to Italy many times.
- Birçok kere İtalya'da bulundum.
His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
- Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
- Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
A lot of students look up to Mr Brown.
- Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.