She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
He saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
John drank many bottles of wine.
- John birçok şişe şarap içti.
I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.
- Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.
Tom has been shot multiple times.
- Tom birçok kez vuruldu.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
- Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
Numerous other lawsuits are pending.
- Diğer birçok dava bekliyor.
Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
- Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
Lots of girls like Tom.
- Birçok kız Tom'u sever.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
Several students have gone home without cleaning the classroom.
- Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
- Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
Japan imports various raw materials from abroad.
- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
This room is used for various purposes.
- Bu oda birçok amaçla kullanılır.
Not a few people live to be over eighty.
- Birçok insan seksen yıldan fazla yaşamaz.
What we call 'Standard English' is only one of the many dialects spoken all over the world.
- Standart İngilizce dediğimiz şey sadece bütün dünyada konuşulan birçok lehçeden biridir.
They had to build bridges over the many streams.
- Birçok akarsu üzerinde köprü inşa etmek zorundaydılar.
Lots of girls like Tom.
- Birçok kız Tom'u sever.
Lots of superstitions are still believed in.
- Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
Quite a few Americans like sushi.
- Birçok Amerikalılar suşi severler.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
The two sides clashed several times.
- İki taraf birçok kez çatışmaya girdi.
Tom has been arrested several times.
- Tom birçok kez tutuklandı.
Cows supply us with many things we need.
- İnekler ihtiyacımız olan birçok şey bize verirler.
We talked about many things.
- Birçok şeyden bahsettik.
I have traveled many times.
- Ben birçok kez seyahat ettim.
He looked back at us many times and walked away.
- O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
Tom has done that plenty of times.
- Tom onu birçok kez yaptı.
That's happened to me plenty of times.
- Bu birçok kez başıma geldi.
His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
- Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
I've been to Italy many times.
- Birçok kere İtalya'da bulundum.
We are thinking of a lot of solutions.
- Bir çok çözümü düşünüyoruz.
Recently, there's been a lot of talk about distance education.
- Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.