Definition of bilmemek in Turkish English dictionary
- Do not know
- (neg. form of bilmek ) not to know
- (Dilbilim) blind to
- bitmek bilmemek
- drag
- bitmek bilmemek
- wear on
- bitmek bilmemek
- to drag (on)
- bitmek bilmemek
- drag on
- geçmek bilmemek
- linger
- bil
- know
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- yorulmak nedir bilmemek
- untiring
- yorulmak nedir bilmemek
- be untiring
- bil
- knew
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Everybody knew she could speak English well.
- Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.
- bil
- {f} knowing
We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
- Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
There is no knowing which team will win.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
- bil
- {f} ken
I invited Ken, Bill and Yumi.
- Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
- bil
- cognize
- bil
- {f} known
The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
His name is known to everyone in this town.
- Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- bil
- {f} kenning
- değerini bilmemek
- Not knowing the value
- aman zaman bilmemek/dinlememek
- to be implacable, refuse all pleas
- ayrısı gayrısı olmamak/ gayrı bilmemek
- to have all things in common
- doymak bilmemek
- not to be satiated. doya doya to repletion, as much as one wants, abundantly, without stint, to one's heart's content
- elifi bilmemek
- to be illiterate
- geçmek bilmemek
- drag behind
- geçmek bilmemek
- wear on
- geçmek bilmemek
- wear away
- geçmek bilmemek
- drag
- geçmek bilmemek
- to drag on, to wear on
- haddini bilmemek
- to go too far, to presume
- hadini bilmemek
- to go too far; to be in over one's head; to exceed one's authority
- hangi peygambere kulluk edeceğini/ümmet olacağını şaşırmak/bilmemek
- to be at a loss as to whose orders to follow
- hatır gönül bilmemek/saymamak/tanımamak
- 1. not to let one's consideration for someone prevent one from doing what is right. 2. not to consider the feelings of others
- hiç bilmemek
- not to know beans
- isimini cismini bilmemek
- not to know anything about
- kesin olarak bilmemek
- not to know for certain
- ne yapacağını bilmemek
- to be at a loss
- sağını solunu bilmemek/şaşırmak
- to be very bewildered, not to know which way to go, not to know what to do
- susmak bilmemek
- (deyim) bang on about
- susmak bilmemek
- (Argo) talk one's head off
- tam olarak bilmemek
- not to be sure
- yol yordam bilmemek
- not to know any better
- yorulmak nedir bilmemek
- to be untiring
- yüzme bilmemek
- swim like a brick