She has an encyclopedic knowledge of cooking.
- Yemek pişirme hakkında her şeyi bilir.
The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
- Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
You know I can't give out that kind of information.
- O tür bilgiyi bildiremeyeceğimi biliyorsun.
John was trained in information systems, but he doesn't work with computers.
- John bilişim sistemlerinde eğitim aldı ama bilgisayarlarla çalışmaz.