bilhassa

listen to the pronunciation of bilhassa
Turkish - English
above all
particularly
in particular
in especial
notedly
specially
especially, particularly, peculiarly özellikle
expressly
especially
especially; particularly
especial
most of all

But most of all he wondered what her name was. - Fakat bilhassa onun adının ne olduğunu merak ediyordu.

I long for that most of all. - Ben bilhassa onu özlüyorum.

most particularly
special
specific
for one
mostly
particular
bilhassa taşra halkı
(Hukuk) grassroots
Turkish - Turkish
Hele, her şeyden önce, başta, özellikle, en çok, mahsus
Hele, her şeyden önce, başta, özellikle, en çok, mahsus: "Koyu yeşil çuhalı uzun masanın başında sessiz, üzüntüden, heyecan ve bilhassa uykusuzluktan bitkin."- N. S. Örik
BİLHASSA
(Hukuk) Özellikle, özel olarak
bilhassa
Favorites