bilezikler

listen to the pronunciation of bilezikler
Turkish - English
Bracelets
bilezik
bracelet

He gave her a diamond bracelet. - Ona elmas bir bilezik verdi.

Tom gave Mary a gold bracelet. - Tom Mary'ye altın bir bilezik verdi.

bilezik
{i} bangle

Tom bought Mary bangles when he was in India. - Tom, Hindistan'dayken Mary'ye bilezikler satın aldı.

Tom is wearing bangles on his wrists. - Tom bileklerine bilezikler takıyor.

bilezik
bush
bilezik
(Askeri,Teknik) ring
bilezik
segment
bilezik
band
bilezik
ferrule
bilezik
(Spor) sleeve
bilezik
bushing
bilezik
spacer
bilezik
bangles
bilezik
collet
bilezik
bracelet, bangle; metal ring, bush, collar, segment
bilezik
wristlet
bilezik
slang handcuffs
Turkish - Turkish

Definition of bilezikler in Turkish Turkish dictionary

Bilezik
(Osmanlı Dönemi) KULB
bilezik
Motor pistonlarına, yağlama, soğutma, özellikle sızıntıyı önleme gibi amaçlarla yerleştirilmiş, genel olarak dökme demirden yapılmış, uçları açık ve esnek halka
bilezik
Mobilyaların ayak altlarına takılan kare, dikdörtgen, silindir, kesik koni vb. şekilli, pirinç veya nikel kaplı demirden yapılmış, iki ucu delik gereç
bilezik
İki borunun ucunu birleştirmeye yarayan halkaya benzer parça
bilezik
Kelepçe
bilezik
şekilli, pirinç veya nikel kaplı demirden yapılmış, iki ucu delik gereç
bilezik
Bileğe süs için takılan halka
bilezik
Mobilyaların ayak altlarına takılan kare, dikdörtgen, silindir, kesik koni vb
bilezik
Bileğe süs için takılan halka: "Saçları o kalın altın bilezikler gibi yaldız sarısına boyalıdır."- M. Ş. Esendal. İki borunun ucunu birleştirmeye yarayan halkaya benzer parça: "Sonra ayağını yandaki su borusunun bileziğine koydu."- Ç. Altan
bilezikler
Favorites