You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
She is never online, even during her vacation.
- O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
Nobody can do that as well as me, not even Tom.
- Kimse bunu benim kadar iyi yapamaz, Tom bile
Nobody can do that as well as I can, not even Tom.
- Kimse bunu benim yapabildiğim kadar iyi yapamaz, Tom bile.
Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
- Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
He'll play golf even if it rains.
- Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
Even though you don't like this, you must eat it.
- Bunu sevmesen bile, yemelisin.
What do you believe is true even though you cannot prove it?
- Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?
Tom had never even heard of that band at that time.
- Tom o zaman o bandoyu hiç duymadı bile.
I haven't even looked at that yet.
- Ben daha ona bakmadım bile.
If I had eight hours to chop down a tree, I'd spend the first six hours sharpening the ax.
- Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.
I'll sharpen your knife for you.
- Sizin için bıçağınızı bileyeceğim.
Tom sharpened the knives.
- Tom bıçakları biledi.
Mary sharpened the knives.
- Mary bıçakları biledi.
Even if you lose lakhs, stay honest.
- Yüz bin kaybetsen bile, dürüst kal.
The king would not even read the message.
- Kral mesajı bile okumadı.
Not even one taxi stopped.
- Bir taksi bile durmadı.
Have you already bought your ticket?
- Önceden biletinizi aldınız mı?
Tom bought a camera just a couple of days ago, but he's already lost it.
- Tom sadece birkaç gün önce bir kamera aldı fakat çoktan kaybetti bile.
It can be very cold here even in May.
- Mayısta bile burada hava çok soğuk olabilir.
Even without makeup, she's very cute.
- Makyajsızken bile çok hoş.
Safra kesesi safra üretir.
- The gallbladder produces bile.
Berbat safra kesesi ameliyatından sonra, hasta hem mecazi olarak hem de kelimenin tam anlamıyla, safra ile doluydu.
- After the botched gallbladder surgery, the patient was filled with bile, both figuratively and literally.