Turkish - English
Definition of bilardo in Turkish English dictionary
- billiard
Tom and Mary often play billiards.
-Tom ve Mary sık sık bilardo oynarlar.
The Earth is smoother than a billiard ball.
-Dünya bir bilardo topundan daha pürüzsüzdür.
- pool
I don't know how to play pool.
-Amerikan bilardosu nasıl oynanır bilmiyorum.
Tom and Mary are playing pool.
-Tom ve Mary bilardo oynuyorlar.
- of billiard
- snooker
- billiards
Tom and I often play billiards.
-Tom ve ben sıklıkla bilardo oynuyoruz.
Tom taught me how to play billiards.
-Tom bana bilardo oynamayı öğretti.
- any of a number of games played on a cloth covered table with cues and balls
- bilardo karambol
- (Spor) cannon
- bilardo salonu
- billiards saloon
- bilardo salonu
- billiard hall
- bilardo topu
- billiard-ball
- bilardo topu
- cue ball
- bilardo ıstakası
- (Spor) cue stick
- bilardo benzeri bir oyun
- bagatelle
- bilardo masası
- (Spor) pool table
- bilardo masası
- billiard table
- bilardo odası
- (Spor) billiard room
- bilardo oynamak
- to play a game of billiards
- bilardo oynamak
- play a game of billiards
- bilardo salonu
- billiard saloon
- bilardo salonu
- pool hall
- bilardo salonu
- poolroom
- bilardo sopası
- bat
He hit the ball with the bat.
-O, bilardo sopası ile topa vurdu.
- bilardo topları
- ivories
- bilardo topu
- billiard ball
- bilardo topu modeli
- (Pisikoloji, Ruhbilim) billiard-ball model
- bilardo topunu deliğe sokmak
- pot
- bilardo var mı
- Is there billiards
- bilardo çuhası
- billiard cloth
- bir tür bilardo
- snooker pool
- bir tür bilardo
- snooker
- bant bilardo
- cushion
- siyah noktalı beyaz bilardo topu
- spot ball
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bilardo in Turkish Turkish dictionary
- Yeşil çuha kaplı bir masa üzerinde, fil dişi toplarla ve isteka ile oynanan bir oyun: "Kalın, sarı bira bardaklı, bilardosunun çuhası yırtık kahvehaneye akşamları uğradım."- S. F. Abasıyanık
bilardo
Hyphenation
bi·lar·doPronunciation
Resimler
History
Favorites