Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.
- In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa.
O bu şehirdeki en büyük oteldir.
- This is the biggest hotel in this city.
O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun.
- It's not such a big problem. You're worrying way too much.
O ceket sizin için çok fazla büyük.
- That jacket is way too big for you.
Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar.
- Japanese tourists abroad are big spenders.
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
- Tokyo is a very big city.
Web kocaman bir hurdalıktır.
- The Web is a big junkyard.
Tom, Mary'ye kocaman bir gülücük verdi.
- Tom gave Mary a big smile.
Cüsseli erkekler her zaman güçlü değildir.
- Big men are not always strong.
O, cüsseli, yavaş hareket eden bir adamdı.
- He was a big, slow-moving man.
Niçin o kadar mühim bir şeyi söylemek için beni uyandırdın? Şimdi, asla işime konsantre olamayacağım.
- Why did you wake me up to tell me something that big? Now, I'll never be able to concentrate on my work!
Önümde koca bir haftam var.
- I've got a big week ahead of me.
Önümüzdeki bu koca bina nedir?
- What is that big building in front of us?
Sami büyük bir şehre gitmek ve zengin ve de ünlü olmak istedi.
- Sami wanted to go to a big city and be rich and famous.
Mary'nin iri kahverengi gözleri var.
- Mary has big brown eyes.
Ken'in köpeği çok iri.
- Ken's dog is very big.
Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.
- Fuel economy is a big advantage of this car.
Bu çok önemli bir konu.
- It's a very big deal.
Gosh, she is big!.
Kids should get help from big people if they want to use the kitchen.
Elephants are big animals, and they eat a lot.
That style is very big right now in Europe, especially among teenagers.
It's very popular these days.
- It's very big these days.
Walls are very popular these days.
- Walls are very big these days.
There were concerns about the ethics of big science.
What's so big about that? I do it all the time.
I tried to be the bigger person and just let it go, but I couldn't help myself.