Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık.
- We have left nothing out of our book.
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
- He has unsightly hairs growing out of his ears.
Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim.
- How many times have I told you guys to stay out of my room?
Sizi oradan çıkaracağız.
- We're going to get you out of there.
Durum hızla denetimden çıktı.
- The situation quickly got out of hand.
Tom senin dengin değil.
- Tom is out of your league.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
- Tom did it out of a sense of justice.
Tom John'un evliliğinden dolayı Mary ile konuşamadı.
- Tom was unable to talk Mary out of marrying John.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.
- His wife has started to work out of necessity.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- I've been out of touch with things for several months now.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Beyaz bir köpek evin dışına fırladığında, o kapıyı henüz açmıştı.
- She had hardly opened the door when a white dog rushed out of the house.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
- Tom is moving out of town at the end of this month.
Tavan arasından dışarı çıkma.
- Don't come out of the attic.
He forgot to put the food out of reach of the dog.