Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
- The church is on the hill overlooking the city.
Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
- Tom could hear helicopters overhead.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.