Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
- We must not take anything for granted.
Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi.
- His project was funded by grants.
Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.
- This study grant was given to me by the departmental council.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek.
- He'll be granted American citizenship.
Gitmene izin veriyorum.
- I'm allowing you to go.
Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor.
- Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.