Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
- We must not take anything for granted.
Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi.
- His project was funded by grants.
Birkaç hibe mevcuttur.
- Several grants are available.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim.
- I took it for granted that she would agree with me.
Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to stop allowing her to always have her own way.
Gitmene izin veriyorum.
- I'm allowing you to go.