Yaklaşan bir araba var.
- There's a car approaching.
Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.
- If you see a man approaching you with the obvious intention of doing you good, you should run for your life.
Eldeki göreve odaklanın.
- Focus on the task at hand.
Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok.
- I don't have any good reference book at hand.
Küresel bir kriz yakındır.
- A global crisis is at hand.
Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.
- My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Lütfen bu kitabı el altında tutun.
- Please keep this book at hand.
Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi.
- Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.