Baban her şeyi ihanet olarak kabul ediyor.
- Your father is taking the whole thing as a betrayal.
Bu rapor, onun ihanetini doğruluyor.
- This report confirms his betrayal.
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Sana ihanet etmeyeceğim.
- I am not going to betray you.
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
- One shouldn't betray one's friends.