Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.
- Public morals have been corrupted in this town.
Her nasılsa mesaj bozulmuş, bu yüzden okumadan önce düzelttik.
- For some reason the message text was corrupted, so I restored it before reading.
Bizi büyüleyen onun macera hikayesiydi.
- It was his story of adventure that charmed us all.
Onların hepsi onun şarkısı tarafından büyülendi.
- They were all charmed by her song.
Seçmenler bozuk olmamalıdır.
- Voters must not be corrupted.
Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.
- Easy living corrupted the warrior spirit.
Seçmenler bozuk olmamalıdır.
- Voters must not be corrupted.
Beni büyüledin, aşkım.
- You captivated me, dear.