Her nasılsa mesaj bozulmuş, bu yüzden okumadan önce düzelttik.
- For some reason the message text was corrupted, so I restored it before reading.
Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.
- Public morals have been corrupted in this town.
Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
- They sat still as if they were charmed by the music.
Partideki herkes onun zarafetiyle büyülendi.
- Everybody at the party was charmed by her grace.
Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
- The morals of our politicians have been corrupted.
Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.
- Easy living corrupted the warrior spirit.
Seçmenler bozuk olmamalıdır.
- Voters must not be corrupted.
Beni büyüledin, aşkım.
- You captivated me, dear.