Babana en iyi dileklerimle.
- Best regards to your father.
Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
- Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- I'll do my best on the test.
Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor.
- Tom does the best he can.
Sadece yapabileceğinin en iyisini yap.
- Just do the best you can.
En çok bu kitabı seviyorum.
- I like this book best.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
En fazla üç saat satın aldık.
- We've bought three hours at best.
En iyi biçimde sonuçlanmasını umuyoruz.
- We're hoping for the best.
Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim.
- I translated the poem the best I could.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir?
- What's the best way to contact you?
A rubber consists of the best of three games, unless one side wins the first two games.
He was listening to The Best of the Pink Floyd, smoking a joint.
You did not win because I was sloppy. You bested me, Uncle. I've never seen you fight like that before.”.
I did my best.
... And we'll continue to add the best of Google innovation so ...
... on Google, what we call as the best of Google on top of ...