The Amazon is fed by a large number of tributaries.
- Amazon, çok sayıda kollardan beslenmektedir.
Good nutrition is vital for an infant's growth.
- İyi beslenme bir bebeğin büyümesi için hayati önem taşımaktadır.
Nutrition is inadequate in some poor areas.
- Bazı fakir bölgelerde beslenme yetersiz.
They fed a black and a white dog.
- Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.
In her home, kitchen garbage was fed to the pigs.
- Onun evinde,domuzlar mutfak çöpüyle beslenirdi.
The Japanese's basic diet consists of rice and fish.
- Japonların temel beslenmesi pirinç ve balıktan oluşur.
Tom tries to eat a balanced diet.
- Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
He had to feed his large family.
- O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.
Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary.
- Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.
Knowledge of other cultures fosters a respect and tolerance for diversity.
- Diğer kültürlerin bilgisi çeşitlilik için saygı ve hoşgörüyü besler.
What kind of food should I be feeding my dog?
- Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim?
How much should I be feeding my dog?
- Köpeğimi ne kadar beslemeliyim?
Sports nurture friendships.
- Spor dostlukları besler.
Both body and spirit are nurtured.
- Hem beden hem de ruh beslenir.
Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
- Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.
It's important to nourish your children with good food.
- Çocuklarını iyi yiyeceklerle beslemen önemlidir.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.
This food's not nourishing enough.
- Bu yiyecek yeterince besleyici değil.
Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
- Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.