besetzen

listen to the pronunciation of besetzen
German - Turkish
{bı'zetsın} işgal etmek
v. bı'zetsın işgal etmek
zapt etmek, istila etmek; işgal etmek, tutmak; (rol) dağıtmak; süslemek, donatmak
English - Turkish

Definition of besetzen in English Turkish dictionary

fill
doldurmak

Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız. - We've got to fill this hole with something.

Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın. - Then you just have to fill out this card.

fill
{i} dolduracak miktar
fill
yayılmak
fill
bürümek
fill
(Havacılık) atkı
fill
karşılamak
fill
yapmak
fill
doyurmak
fill
kaplamak
fill
{f} doldur

Bu formu doldurunuz, lütfen. - Fill out this form, please.

Bu vazoyu suyla doldurdu. - She filled this vase with water.

fill
icra etmek
fill
istiap haddi
fill
ek
fill
{f} şişmek
fill
(isim) dolduracak miktar, dolusu, doyma, doyumluk
fill
(fiil) doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
fill
{f} dolmak
fill
hazırlamak dolumluk
German - English