German - Turkish
Definition of besen in German Turkish dictionary
- {'be: zın} r süpürge
- [der] süpürge
- r. 'be: zın süpürge
- süpürge
- besek
- çalı süpürgesi
Turkish - Turkish
Definition of besen in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) şirin, lâtif, gökçek, hüsn
English - Turkish
Definition of besen in English Turkish dictionary
- shrew
- cırlak
- broom
- süpürge
Süpürgeyi almaya gideceğim.
-I'll go get the broom.
Tom süpürgeyi Mary'ye uzattı.
-Tom handed Mary the broom.
- shrew
- cırlak kadın
- shrew
- huysuz kadın
- broom
- katırtırnağı
- broom
- {i} katırtırnağı [(Botanik) ]
- broom
- {i} saplı süpürge
- broom
- {i} (Botanik) katırtırnağı
- broom
- (Botanik, Bitkibilim) katır tırnağı çiçeği
- hellcat
- {i} cadı
- hellcat
- {i} şirret kadın
- shrew
- {i} cadaloz
- shrew
- {i} cadı kadın
- shrew
- ters huylu kadın
- shrew
- {i} şirret
Related Terms
German - English
Definition of besen in German English dictionary
- hellcats
- broom
- shrew
- brushes
- hellcat
- brooms
- shrews
- harpies
- drum brushes
- harpy (strident woman)
- brush
- drum brush
- besoms
- besom
- Besen und Schaufel
- dustpan and brush
- Ein neuer Besen kehrt gut.
- A new broom sweeps clean
- Ich fresse einen Besen, wenn ...
- I'll eat my hat if
- Neue Besen kehren gut.
- A new broom sweeps clean
- Reisigbesen <Besen>
- besom
- Stiel (Besen-)
- stick
- mit eisernem Besen kehren
- to apply drastic remedies
- mit eisernem Besen kehren
- to rule with a rod of iron