bereinigend

listen to the pronunciation of bereinigend
English - Turkish

Definition of bereinigend in English Turkish dictionary

reconciling
{i} uzlaşma

Sami'nin Leyla ile uzlaşmak gibi bir niyeti yoktu. - Sami had no intention of reconciling with Layla.

adjusting
ayarlayarak
adjusting
(Ticaret) düzeltici
adjusting
(Ticaret) ayarlayan
adjusting
(Tekstil) ayarlama, düzenleme, alıştırma, ölçüleme
adjusting
{f} ayarla

Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı. - Tom had a little trouble adjusting the settings.

adjusting
ayarlama

Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı. - Tom had a little trouble adjusting the settings.

adjusting
ayarlayıcı
correcting
{f} düzelt

Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul. - He is busy correcting test papers.

Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir. - Shishir has been correcting a lot of sentences lately.

correcting
cezalandırma
correcting
tashih etme
reconciling
{f} uzlaş

Sami'nin Leyla ile uzlaşmak gibi bir niyeti yoktu. - Sami had no intention of reconciling with Layla.

adjusting
ayar

Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı. - Tom had a little trouble adjusting the settings.

reconciling
uzlaşarak
reconciling
mutabakat
correcting
{i} düzeltme

Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum. - I don't want you to quit correcting my mistakes.

Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir. - Shishir has been correcting a lot of sentences lately.

correcting
(isim) düzeltme
German - English
correcting
settling
reconciling
adjusting
validating
ironing out
clearing up