bending forward; inclined; not erect

listen to the pronunciation of bending forward; inclined; not erect
English - Turkish

Definition of bending forward; inclined; not erect in English Turkish dictionary

prone
{s} yatkın

Bir araştırmaya göre, büyük kadınlar ikizleri olmaya daha yatkındır. - According to a study, big women are more prone to have twins.

prone
{s} meyilli

Tom mübalağa etmeye meyillidir. - Tom's prone to exaggeration.

prone
{s} eğimli
prone
kabiliyetli
prone
baş aşağı
prone
mütevazı
prone
-e dayanıksız
prone
eğilimli

Çocuğumun uyuşturucu almaya eğilimli olabileceğinden korkuyorum. - I'm afraid my child might be prone to take drugs.

Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir. - Young men are prone to fall into temptation.

prone
(Tıp) Yüzü koyun yatmış
prone
{s} yüzükoyun
prone
{s} yokuş aşağı
prone
yokuşaşağı
prone
{s} başaşağı
prone
{s} yüzükoyun yatmış
prone
(Tıp) El ayası aşağı dönük olan
prone
(Biyoloji) pron
English - English
prone
bending forward; inclined; not erect
Favorites