belonging to her

listen to the pronunciation of belonging to her
English - Turkish

Definition of belonging to her in English Turkish dictionary

her
ona

Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı? - Reporter: Did you buy her a kitten?

Banka ona 500 dolar ödünç verdi. - The bank lent her 500 dollars.

her
kendine

O kendi kendine mırıldanıyor. - She is muttering to herself.

O, sırrı kendine sakladı. - She kept the secret to herself.

her
onu

Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum. - I'm sending her to California.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - He promised to meet her at the coffee shop.

her
dişil onun
her
onun

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. - I don't know anything about her family.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - He promised to meet her at the coffee shop.

her
{z} dişil onu; ona; ondan; onun: He loves her. Onu seviyor. He looked at her. Ona baktı. They hated her. Ondan nefret ettiler. It pleased
her
kendisi

Kendisini ateşle ısıttı. - She warmed herself by the fire.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı. - Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.

her
ondan

O ondan daha akıllıdır. - He's smarter than her.

Seni ondan daha çok seviyorum. - I love you more than her.

her
dişil onu
her
(dişil) onu
her
o
belonging to us
bize ait
English - English
her

This is her book.

belonging to it
colliery
belonging to them
{s} their
belonging to them
{s} theirs
belonging to you
{i} yrs
belonging to her

    Hyphenation

    be·long·ing to her

    Turkish pronunciation

    bîlôngîng tı hır

    Pronunciation

    /bəˈlôɴɢəɴɢ tə hər/ /bɪˈlɔːŋɪŋ tə hɜr/
Favorites