The only thing that's certain is uncertainty.
- Kesin olan tek şey, belirsizliktir.
The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
- Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
There will be no ambiguity.
- Hiçbir belirsizlik olmayacak.
Sometimes translations do create ambiguity.
- Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.
The suspense is killing me.
- Belirsizlik beni öldürüyor.
The suspense is killing us.
- Belirsizlik bizi öldürüyor.