belirlenemez

listen to the pronunciation of belirlenemez
Turkish - English
(Bilgisayar) indeterminate
indeterminable
belirlenemez bir şekilde
indeterminably
belirle
{f} determined

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

One's lifestyle is largely determined by money. - Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

They set the time and place of the wedding. - Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

You should respect the rules your parents set for you. - Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.

belirle
(Bilgisayar) identify

Can you identify the problem areas? - Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?

Can you identify which coat is yours? - Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?

belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

I'd like to determine the value of this painting. - Bu tablonun değerini belirlemek isterim.

belirle
appointing
belirlenemez
Favorites