I had no alternative but to document the war crimes.
- Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
I had no alternative but to document the war crimes.
- Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
There's no documented proof.
- Belgelenmiş bir kanıt yok.
He died soon after he received the documents.
- Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
- Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.