Definition of belediyece in Turkish English dictionary
- from a municipal point of view
- according to the local government
- municipally
- belediye
- municipality
- belediye
- town
The town hall was full of people.
-Belediye binası insanlarla doluydu.
The town hall was built between 1895 and 1897.
-Belediye binası 1895 ve 1897 yılları arasında inşa edildi.
- belediye
- (Politika, Siyaset) city corporation
- belediye
- municipal
Brazil is partitioned into states, which in turn are partitioned into municipalities.
-Brezilya eyaletlere bölünmüştür ve bunlar sırasıyla belediyelere bölünmüştür
Many offices of the municipal government are in the town hall.
-Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.
- belediye
- public authorities
- belediye
- city
The city hall is just around the corner.
-Belediye binası hemen köşede.
The mayor presented him with the key to the city.
-Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- belediye
- corporation
- belediye
- city hall
Do you know how far it is from the station to city hall?
-İstasyonun belediye binasına ne kadar uzaklıkta olduğunu biliyor musunuz?
Which way goes to the city hall?
-Hangi yolu belediye binasına gidiyor?
- belediye
- municipal government
- belediye
- municipal authority
- belediye
- municipal authorities
- belediye
- municipality; municipal
Related Terms
Definition of belediyece in Turkish Turkish dictionary
- BELEDİYE
- (Osmanlı Dönemi) Bir şehir veya kasabanın temizliği, bayındırlığı ve nizamiyle ilgilenen daire
- Belediye
- (Hukuk) URAY
- belediye
- İl, ilçe, kasaba, belde gibi yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan teşkilat
- belediye
- Bu teşkilâtın bulunduğu bina
- belediye
- Bu teşkilatın bulunduğu bina: "Daha belediyeyi dönmüş dönmemiştim ki, beynimden vurulmuşa döndüm."- T. Dursun K