bel'

listen to the pronunciation of bel'
English - Turkish
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Yutma. Emme
(Osmanlı Dönemi) Belirsiz etme. Ortadan kaldırma
BEL'AK
(Osmanlı Dönemi) Bir hurma cinsi
BEL'AK
(Osmanlı Dönemi) Yaşlı, zayıf
BEL'AM
(Osmanlı Dönemi) Hz. Musa (A.S.) hakkında, yalan ve fena söyleyerek Beni-İsrail'i kandıran Bel'am bin Baura adında birinin adı
BEL'AM
(Osmanlı Dönemi) Terbiyesiz, açgözlü, obur
BEL'AME
(Osmanlı Dönemi) Yutmak
BEL'AS
(Osmanlı Dönemi) Büyük karınlı dişi deve
bel
yutma,ortadan kaldırma
bel soğukluğu
(Tıp, İlaç) Bel soğukluğu (Gonore de denir), gonokok cinsinden bir mikrobun (Neisseria) neden olduğu, dol ve sidik yollarında görülen hastalık
bel soğukluğu
Üreme organlarının akıntılı ve bulaşıcı bir hastalığı: "Ta eskiden, yirmi sene evvel bir bel soğukluğu geçirdimdi."- S. F. Abasıyanık
BEL
(Osmanlı Dönemi) Bilâkis, belki, katiyyetle, ihtimaldir, öyle, dahi kelimeleri mânasına tercüme edilir. İ'rab edatıdır
bel
Tarlanın orta yeri
bel
Geminin orta bölümü
bel
Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer
bel
Dağın geçit veren iniş yerleri
bel
Ses şiddetiyle ilgili birim
bel
Daların alçalarak geçit verdiği yer
bel
Toprağı kazmaya veya kirizma yapmaya yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı
bel
im, işaret
bel
Atmık, meni, sperm
bel
Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi
bel
Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası
bel
İşaret. İnsan bedeninde göğüsle karın arasında daralmış bölüm: "Kolum, boynundan beline doğru kayıyor."- Y. Z. Ortaç
bel
İşaret
bel
İnsan bedeninde göğüsle karın arasında daralmış bölüm
bel (IV)
Toprağı kazmaya veya kirizma yapmaya yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı
bel (V)
Ses şiddetiyle ilgili birim
bel ağrısı
Bel çevresinde oluşan ve duyulan ağrı
bel bağı
Bel kemeri
bel bel
"Durgun, anlamsız bir biçimde bakmak" anlamındaki bel bel bakmak deyiminde geçer
bel evladı
Bir kimsenin öz çocuğu
bel fıtığı
Bel bölgesinde oluşan fıtık
bel gevşekliği
Cinsel gücü yitirme
bel kemeri
Elbise üzerinden bele dolayarak bir toka ile tutturulan, deri, kumaş veya metalden yapılan özel bağ, bel bağı
bel kemiği
Omurga
bel kemiği
Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, esas
bel kündesi
Güreşte ellerin arkadan gelip hasmın göbeği üzerinde kilitlenmesiyle kündeleme
bel soğukluğu
Üreme organlarının akıntılı ve bulaşıcı bir hastalığı
A'BEL
(Osmanlı Dönemi) Ağaç yaprağının dökülmesi
A'BEL
(Osmanlı Dönemi) Ak, beyaz
DA'BEL
(Osmanlı Dönemi) Kurbağa yumurtası
DA'BEL
(Osmanlı Dönemi) Güçlü, kuvvetli deve
ZA'BEL
(Osmanlı Dönemi) (C.: Zeâbil) Karnı büyük, boynu ince olan çocuk
yarı bel
Bel hizası
yol bel
Geçilen yer, yol
çatal bel
Bahçeyi bellemeye yarayan ucu çatallı ve saplı alet
English - English

Definition of bel' in English English dictionary

Bel
A Babylonian deity, corresponding to the Semitic Baal

Babylon is taken, Bel is confounded, Merodach is broken in pieces; her idols are confounded, her images are broken in pieces.

Bel
evil giant ruler of Babylon, defeated by Hayk
Bel
A female given name
Bel & Dr.
Book of Bel and the Dragon
Bel and the Dragon
A deuterocanonical, apocryphal book of the Bible
bel
A measure of relative power, defined as log10(P 1/P 2), where P1 and P2 are the measured and reference power respectively. See also decibel
bel canto
An elegant style of singing characterized by beautiful tone and an effortless technique
bel esprit
A very witty or clever person
bel paese
a soft, mild cheese in the form of small disks; produced from cow's milk, originally in Lombardy
bel
Named for Alexander Graham Bell, who did the original scientific investigations; Also see decibel
bel
  A unit of measure of ratios of power levels, i e , relative power levels   Note 1:   The number of bels for a given ratio of power levels is calculated by taking the logarithm, to the base 10, of the ratio   Mathematically, the number of bels is calculated as B = log10(P1/P2) where P1 and P2 are power levels   Note 2:   The dB, equal to 0 1 B, is a more commonly used unit
bel
The fundamental division of a logarithmic scale for expressing the ratio of two amounts of power, the number of bels denoting such a ratio being the logarithm to the base 10 of this ratio
bel
A dimensionless unit for expressing the ratio of two values of power, being the logarithm to the base 10 of the power ratio (The more commonly used unit, decibel (dB), is 10 times the logarithm to the base 10 of the power ratio A bel is 10 decibel )
bel
The fruit is used medicinally, and the rind yields a perfume and a yellow dye
bel
A unit of level of which denotes the ratio between two quantities proportional to power; the number of bels corresponding to this ratio is the logarithm to the base 10 of this ratio (1 bel = 10 decibels)
bel
A title meaning Lord The Babylonian God Marduk was refered to as Bel
bel
A unit that represents the logarithm of the ratio of two levels The number of bels is equal to the logarithm 10 (P1/p2); 2 logarithm 10 (E1/E2); and 2 logarithm 10 (l1/l2) See dB
bel
The Babylonian name of the god known among the Hebrews as Baal
bel
A unit that represents the logarithm of the ratio of two levels The number of bels is equal to the logarithm sub 10 of P sub 1/P sub 2): 2 logarithm sub 10 (E sub 1/E sub 2); and 2 logarithm sub 10 (I sub 1/I sub 2) See dB
bel
A stylized creeper pattern
bel
A measure of sound intensity that is 10 decibels, and is defined as B = log{10}(P {1}/P {2}), where P{1} and P{2} are the relative powers of the sound
bel
The base-10 logarithm of the ratio of two power values (which is also the same as the difference between the log of each power value) The basis for the more-common term decibel: One bel equals 10 decibels
bel
Belarus (Belorussia; Upper Dnepr part of Rs(C))
bel
Business Establishment Listing
bel
A unit that represents the logarithm of the ratio of two levels
bel
Ten decibels. Akkadian god of the atmosphere and member of a triad including Anu (An) and Ea (Enki). His Sumerian counterpart was Enlil. His breath brought both severe storms and gentle spring winds. He was the god of agriculture and as such was more important than the high god Anu. As Bel he was known as the god of order and destiny. As Enlil, he was banished to the underworld for raping his consort Ninlil (Belit), in a myth that explains the cycle of the seasons
bel
Babylonian god of the earth; one of the supreme triad including Anu and Ea; earlier identified with En-lil
bel
a logarithmic unit of sound intensity equal to 10 decibels
bel
The Babylonian-Assyrian version of Baal, a common name for Marduk, chief god of Babylon (Isa 46: 1-4), sometimes called Merodach by the Jews (Jer 50: 2)
bel
Babylonian god of the earth; one of the supreme triad including Anu and Ea; earlier identified with En-lil a logarithmic unit of sound intensity equal to 10 decibels
bel
A measurement of sound intensity named in honor of Alexander Graham Bell First used to relate intensity to a level corresponding to hearing sensation
bel
Equal to 10 decibels, see decibel
bel and the dragon
an Apocryphal book consisting of text added to the Book of Daniel
bel canto
A style of singing that brings out the sensous beauty of the voice
bel canto
smooth singing, operatic singing originating in 17th-18th century Italy stressing ease and evenness of tone
bel canto
"beautiful singing" 18th century Italian singing style that emphasized the beauty and virtuosity of the voice
bel canto
a style of operatic singing
bel esprit
a witty or clever person with a fine mind
Turkish - English

Definition of bel' in Turkish English dictionary

bel
waist

He put his arm around her waist. - O, kolunu onun beline koydu.

Mary has hair down to her waist. - Mary'nin beline kadar saçları var.

bel bağlayan
reliant
bel ağrısı
backache
bel bağlamak
rely on
bel bağlamak
count on
bel bağlamak
trust to
bel bağlamak
go on
bel fıtığı
(Tıp) herniated disc
bel fıtığı
(Tıp) herniated disk
bel romatizması
backache
bel verme
sag
bel çantası
fanny pack
bel
(Bilgisayar) doc

You should consult a doctor if the symptoms get worse. - Belirtiler daha da kötüleşiyorsa bir doktora danışmalısın.

The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them. - Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.

bel
reins
bel
semen
bel
girth
bel
(Gıda) belly
bel
digging fork
bel
(Elektrik, Elektronik,Teknik) bel
bel
(Denizbilim) back net
bel
mountain pass
bel
lumbar support

This chair has good lumbar support. - Bu koltuğun iyi bel desteği var.

This chair has good lumbar support. - Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.

bel
(Kanun) absorption
bel
(Tıp) semens
bel (lumbus)
loin
bel ağrısı
(Tıp) low back pain
bel bandı
(Tekstil) bel bandi
bel bağlamak
depend
bel bağlamak
depend on
bel bağlamak
place reliance
bel bağlamak
count upon
bel bağlamak
(deyim) pin one's faith on
bel bağlamak
trust
bel desteği
(Tıp) lumbar support
bel fıtığı
(Tıp) hernia of the loins
bel ile ilgili
(Tıp) lumbar
bel kaptan
(Turizm) bell captain
bel kemeri
(Askeri) lap belt
bel kemiği
(Anatomi) vertebral column
bel kemiği
(Gıda) backbone

Invertebrates have no backbone or spinal column. - Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.

bel kemiği
chine
bel omuru
(Tıp) lumbar vertebra
bel soğukluğu
(Tıp) clap
bel soğukluğu
(Tıp) blennorrhagia
bel verme
deflection
bel verme
bulge
bel verme
sinking
bel verme
bending
bel verme
inflection
bel vermek
buckle
bel altı
six lumbar
bel altı espri
adult joke, dirty joke
bel ağrısı
(Tıp, İlaç) lower back pain
bel etmek
back to
bel korsesi
waist of the corset
bel soğukluğu
(Tıp, İlaç) Gonorrhea
bel
waist, middle ; loins; sperm, semen, come, spunk;mountain pass
bel
middle of the back
bel
loins
bel
loin; grubber; paddle; spade
bel
the middle (of a ship)
bel
loins; the small of the back
bel
the middle of the back (of an animal)
bel
col, saddle (between two mountain peaks)
bel (etek/pantolon vb'nde)
waistband
bel altı
(deyim) near the knuckle
bel altı espriler yapan
scatological
bel altı olmak
(deyim) be near the knuckle
bel ağrısı
lumbago
bel ağrısı sendromu
(Tıp) low back pain syndrome
bel bağlamak
to rely on/upon, to count on, to bank on, to reckon on
bel bağlamak
reckon on
bel bağlamak
place reliance on
bel bağlamak
calculate
bel bağlamak
to rely on, trust
bel bağlamak
build
bel bağlamak
bank on
bel bağlamak
place reliance in
bel bağlamak
bargain on
bel bağlamak
look to
bel bağlamak
base oneself on
bel bağlamak
repose in
bel bağlamak
reckon upon
bel bağlamak
rest on
bel bağlamak
rely upon
bel bel bakmak
to stare in perplexity
bel bordürü
(Tekstil) waist border
bel destek ayarı
lumber support adjustment
bel dikişi
(Tekstil) waist seam
bel fıtığı
slipped disk
bel fıtığı
slipped disc
bel genişliği
waistline
bel genişliği
(Tekstil) waist girth
bel gevşekliği
med. incontinence
bel gibi akmak
to flow strongly
bel kayması
curvature of the spine
bel kemiği olmadan
spinelessly
bel korsesi
(Tekstil) underbust
bel kuşağı
(Tekstil) belly band
bel kündesi
(Spor) wrestling hold
bel kısmı
waistline
bel kısmı
waistband
bel omurları
lumbar vertabrae
bel omuru
anat . lumbar vertebra
bel pensi
(Tekstil) waist dart
bel pilesi
(Tekstil) waist pleat
bel robası
(Tekstil) waist yoke
bel soğukluğu olan
(Tıp) gonorrhoeal
bel uzunluğu
(Tekstil) waist length
bel vermek
to bulge, to sag, to yield
bel vermek
sag
bel vermek
(for a wall, ceiling) to bulge, sag
bel vermiş
sprung
bel vermiş
sagged
bel vermiş
saggy
bel yeri çizgisi
(Tekstil) waistline
bel yüksekliği
(Politika, Siyaset) height at withers
bel yüksekliği
(Tekstil) waist height
bel çekimi
(Sinema) medium close shot
bel çıtası
waist moulding
bel ölçüsü
girth
düşük bel
Low-rise (trousers)
bir bel boyu derinlik
spit
domuzun yağsız bel parçası
griskin
ince bel
wasp waist
omuz ve bel arası kısa olan
short-waisted
standart kesim (bel)
(Tekstil) regular fit
sırtın bel kısmı
the small of the back
çatal bel
digging fork
çatallı bel
fork