She studied in Belgium.
- O, Belçika'da eğitim gördü.
The man you saw in my office yesterday is from Belgium.
- Dün ofisimde gördüğün adam Belçikalıdır.
There is no such thing as a Belgian, there are only Walloons and Flemish.
- Belçikalı diye bir şey yok, yalnızca Valonlar ve Flamanlar var.
An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?