Babylon is taken, Bel is confounded, Merodach is broken in pieces; her idols are confounded, her images are broken in pieces.
He put his arm around her waist.
- O, kolunu onun beline koydu.
The water came up to his waist.
- Su onun beline kadar geldi.
President Lincoln wrote all five of these documents.
- Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.
He died soon after he received the documents.
- Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
This chair has good lumbar support.
- Bu koltuğun iyi bel desteği var.
This chair has good lumbar support.
- Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.
Invertebrates have no backbone or spinal column.
- Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.