Babylon is taken, Bel is confounded, Merodach is broken in pieces; her idols are confounded, her images are broken in pieces.
The water came up to his waist.
- Su onun beline kadar geldi.
What do you think Tom's waist size is?
- Tom'un bel ölçüsünün ne olduğunu düşünüyorsun?
You should consult a doctor if the symptoms get worse.
- Belirtiler daha da kötüleşiyorsa bir doktora danışmalısın.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
This chair has good lumbar support.
- Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.
This chair has good lumbar support.
- Bu koltuğun iyi bel desteği var.
Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.
- Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması.
To determine its origin, we must go back to the middle ages.
- Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
- Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
It's quite obscure what this sentence means.
- Bu cümlenin ne anlama geldiği çok belirsiz.
It appeared that war would come.
- Savaşın geleceği belliydi.
Maybe Jane will come.
- Belki Jane gelecektir.
Invertebrates have no backbone or spinal column.
- Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.