being of or in a place, relating to a place

listen to the pronunciation of being of or in a place, relating to a place
English - Turkish

Definition of being of or in a place, relating to a place in English Turkish dictionary

local
lokal

Sana lokal anestezi ilacı verdik. - I've given you a local anesthetic.

Sana lokal anestetik vereceğim. - I'll give you a local anaesthetic.

local
{s} yerel

Nepalce'nin yerel adı नेपाली'dir. - The local name of Nepali is नेपाली.

Gotland'te kirpi, yerel bir semboldür. - The hedgehog on Gotland is a local symbol.

local
{i} sakin

O, yöre sakini bir çocukla evlendi. - She married a local boy.

Yerel sakinler şok içinde. - Local residents are in a state of shock.

local
bar

Tom yerel bir bardaydı. - Tom was in a local bar.

Tom her cuma gecesi yerel bir barda şarkı söyler ve gitar çalar. - Tom sings and plays guitar at a local bar every Friday night.

local
ayla
local
lokal tren
local
(Bilgisayar) ve yerel
local
(İİ) semt birahanesi
local
{s} (Tıp) lokal. i., k.dili
local
{s} şehir içi
local
{s} İng. bar
local
mevkii
local
{s} ekspres olmayan
local
her istasyonda duran tren
local
{s} yerel, yöresel, mahalli
local
local authority mahallin en yüksek sivil makamı
local
{s} dar, sınırlı
local
mahalli idare
local
gazetede mahalli haber
English - English
{a} local
being of or in a place, relating to a place
Favorites