O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
- She got married without her parents knowing it.
Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
- There is no knowing which team will win.
Yarın ne olacağı bilinmez.
- There is no knowing what will happen tomorrow.
Ne olabileceği bilinmez.
- There is no knowing what may happen.
Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
- Tom and Mary nod at each other knowingly.
Ne yaptığını bile bile geceleri nasıl uyuyorsun?
- How do you sleep at night knowing what you've done?
Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
- Tom accused Mary of not knowing how to love or how to accept someone's love.
Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
- There is no knowing which team will win.