being a bovine animal that is being raised for its meat

listen to the pronunciation of being a bovine animal that is being raised for its meat
English - Turkish

Definition of being a bovine animal that is being raised for its meat in English Turkish dictionary

beef
dırlanmak
beef
sığır eti

Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı. - A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.

Tom biraz bozulmuş sığır eti yediği için öldü. - Tom died because he had eaten some contaminated beef.

beef
{i} et
beef
mızırdanmak
beef
(Argo) çatışma
beef
şikayet

Tom'la ilgili şikayetim yok. - I have no beef with Tom.

beef
{f} sızlanmak
beef
{i} yakınma
beef
(isim) et, sığır eti, adale, kas gücü, kuvvet; şikâyet, sızlanma, yakınma
beef
beef tea sığır eti suyu
beef
{i} sızlanma
beef
sığır eti,v.şikayet et: n.sığır eti
beef
{i} (çoğ. beeves) sığır
beef
{i} şikâyet

Tom'la ilgili şikayetim yok. - I have no beef with Tom.

beef
{i} kas gücü
beef
ağlrlık
beef
dırdır et
beef
adale kuvveti
beef
(fiil) şıkâyet etmek, sızlanmak, yakınmak
English - English
beef

We bought three beef calves this morning.

being a bovine animal that is being raised for its meat

    Hyphenation

    be·ing a bo·vine a·ni·mal that I·s be·ing raised for its meat

    Turkish pronunciation

    biîng ı bōvayn änımıl dhıt îz biîng reyzd fôr îts mit

    Pronunciation

    /ˈbēəɴɢ ə ˈbōˌvīn ˈanəməl ᴛʜət əz ˈbēəɴɢ ˈrāzd ˈfôr əts ˈmēt/ /ˈbiːɪŋ ə ˈboʊˌvaɪn ˈænəməl ðət ɪz ˈbiːɪŋ ˈreɪzd ˈfɔːr ɪts ˈmiːt/
Favorites