Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Lincoln köleliğe karşı çıktı.
- Lincoln opposed slavery.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.