Ben işe yürüyerek giderim.
- Ich gehe zu Fuß zur Arbeit.
İşe arabayla giderim.
- Ich fahre mit dem Auto zur Arbeit.
İşimi öğlen yemeğinden önce bitirmek istiyorum.
- Ich will meine Arbeit vor dem Mittagessen beenden.
İşinizden memnun musunuz?
- Sind Sie mit Ihrer Arbeit zufrieden?
Daha bitiremedin mi işini?
- Hast du deine Arbeit noch nicht beenden können?
Tom artık işini yapamıyor.
- Tom ist nicht mehr fähig, seine Arbeit zu verrichten.
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Tom'u çalışırken gördüm.
- I've seen Tom at work.
Çalışma odasında hâlâ iş başında.
- He is still at work in the workroom.
Babam şimdi hastanede iş başında.
- My father is now at work at the hospital.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will return at seven.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
Though Alfred is scrupulous in fulfilling his duties at work, he is less conscientious about his obligations at home.
- Obwohl Alfred penibel beim Erfüllen seiner Aufgaben bei der Arbeit ist, ist er weniger gewissenhaft bei seinen Pflichten zu Hause.
Tom had an accident at work.
- Tom hatte einen Unfall bei der Arbeit.