Ben davranışımdan utandım.
- I was ashamed of my behavior.
Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.
- His appearance and behavior made me ashamed of him.
Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı.
- His smug behavior is offensive.
Onun küstah tavırlarına dayanamadım.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.
- This movement had a great impact on the behavior of women.
Davranışı sıradışıydı.
- Her behaviour was out of the ordinary.
Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
- Her behaviour isn't normal for a young girl.
Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.
- The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.
... in human behavior. ...
... enormous economic crisis was prompted by reckless behavior across the board. Now, it wasn't ...