O öyle davranmak için çıldırmış olmalı.
- He must be crazy to behave like that.
Annem bana terbiyeli davranmak zorunda olduğumu söyledi.
- My mother told me I have to behave myself.
Erkek çocuklar terbiyeli olmak için eğitilebilirler.
- Boys can be trained to behave.
Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.
- You have to behave in the church.
Düşünmeden hareket etme.
- Don't behave lightly.
Eğer bir öğrenci isen, öyle davran.
- If you are a student, behave as such.
O okulda iyi davranıyor ama evde sorunlara neden oluyor.
- He behaves well in school but at home he causes problems.
Tell me you will behave and stay here with your father until I return.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.
Birçok kişi bilgisayar korsanlarının davranış tavrını anlayamıyor.
- Many people cannot understand the way hackers behave.
who his limbs with labours, and his mind / Behaues with cares, cannot so easie mis.
You need to behave yourself, young lady.
My laptop has been behaving erratically ever since you borrowed it.
His mother threatened to spank him if he didn't behave.