behave is used to describe the way someone acts on a particular occasion

listen to the pronunciation of behave is used to describe the way someone acts on a particular occasion
English - Turkish

Definition of behave is used to describe the way someone acts on a particular occasion in English Turkish dictionary

behave
{f} davranmak

Annem bana terbiyeli davranmak zorunda olduğumu söyledi. - My mother told me I have to behave myself.

O öyle davranmak için çıldırmış olmalı. - He must be crazy to behave like that.

behave
{f} terbiyeli olmak

Erkek çocuklar terbiyeli olmak için eğitilebilirler. - Boys can be trained to behave.

Kilisede terbiyeli olmak zorundasın. - You have to behave in the church.

behave
(fiil) davranmak, hareket etmek; terbiyeli olmak, terbiyesini takınmak, görgülü davranmak; çalışmak [müh.]
behave
{f} terbiyesini takınmak
behave
{f} çalışmak [müh.]
behave
{f} görgülü davranmak
behave
{f} hareket etmek
behave
hizaya gelmek
behave
davranış sergilemek
behave
nazik davranmak
behave
davran

Eğer bir öğrenci isen, öyle davran. - If you are a student, behave as such.

Daha iyi davranmaya çalışmalısın. - You should try to behave better.

behave
Uslu durmak

Tell me you will behave and stay here with your father until I return.

behave
nazik davran/davran
behave
behave oneself terbiyesini takınmak
behave
görgü kurallanna göre hareket etmek
behave
hal ve hareket
behave
iyi hareket etmek
English - English
behave
behave is used to describe the way someone acts on a particular occasion

    Hyphenation

    be·have I·s used to de·scribe the way some·one acts on a par·ti·cu·lar oc·ca·sion

    Turkish pronunciation

    bîheyv îz yuzd tı dîskrayb dhi wey sʌmwʌn äks ôn ı pırtîkyılır ıkeyjın

    Pronunciation

    /bəˈhāv əz ˈyo͞ozd tə dəˈskrīb ᴛʜē ˈwā ˈsəmˌwən ˈaks ˈôn ə pərˈtəkyələr əˈkāᴢʜən/ /bɪˈheɪv ɪz ˈjuːzd tə dɪˈskraɪb ðiː ˈweɪ ˈsʌmˌwʌn ˈæks ˈɔːn ə pɜrˈtɪkjəlɜr əˈkeɪʒən/
Favorites