Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır.
- A convergent sequence is bounded.
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
Mary kontrollü bir eşti.
- Mary was a controlled wife.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
- Fadil controlled the drug trade in the area.
Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır.
- A convergent sequence is bounded.
When your resources are limited, you have to prioritize.
- Wenn Deine Mittel begrenzt sind, dann mußt Du Prioritäten schaffen.
To do him justice, he did his best with his limited men and supplies.
- Gerechterweise muss man sagen, dass er mit seinem begrenzten Personal und Material sein Bestes geleistet hat.