Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Yardımseverlik evde başlar.
- Charity begins at home.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Ne zaman başlamak istersin?
- When would you like to begin?
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created Heaven and Earth.
I'm beginning to understand.
- I am beginning to understand.
... But that all begins to change. ...
... life on Earth begins. ...