before in time or place

listen to the pronunciation of before in time or place
English - Turkish

Definition of before in time or place in English Turkish dictionary

pro
yerinde

Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir. - Sexual harassment can be a serious problem in the workplace.

Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım. - In your position, I'd probably have done the same thing.

pre
önek önce, ön
pre
ön

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

pre-
önce

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

Senin vergi öncesi gelirin nedir? - What's your pre-tax income?

pre-
(önek) ön
pre-
önceden

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
erken
pre-
ilk
pro
yandaş
pro
önek ... taraftarı, ... yanlısı, -in tarafını tutan: He´s pro-French. 1. O, Fransızların tarafını tutuyor. 2. O, Fransızcadan yanadır
pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz. - Complete the following form to know who you could have been in a previous life.

pre
evvel
pre
öncesi

Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir. - Admission is free for preschool children.

Tarih öncesi heykelcilik çok farklı şekillerde yorumlanmış. - Prehistoric figurines have been interpreted in many different ways.

pre
önceden

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi.. - My water broke on the evening of the predicted birth date.

pre
önceki

Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi. - The index rose 4% from the preceding month.

Ben önceki gün bir kamera kaybettim. - I had lost a camera in the previous day.

pre
pref. önce
pre
ön-
pro
lehte olanlar
pro
dili profesyonel atlet
English - English
pre-
pro
pre
pro-
before in time or place

    Hyphenation

    be·fore in time or place

    Turkish pronunciation

    bîfôr în taym ır pleys

    Pronunciation

    /bəˈfôr ən ˈtīm ər ˈplās/ /bɪˈfɔːr ɪn ˈtaɪm ɜr ˈpleɪs/
Favorites