Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
- Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
Evvelki gün Osaka'ya vardık.
- We arrived in Osaka the day before yesterday.
Dün ya da evvelsi gün Asahi gazetesinde Wikipedia'dan alıntı yapmamanız gerektiğini vurgulayan bir ifade vardı.
- There was a statement in the Asahi newspaper yesterday or the day before stressing that you shouldn't quote Wikipedia.
Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi?
- Have you ever visited Kyoto before?
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
- Have you seen such a wonderful movie before?
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Daha önce o kızla karşılaştım.
- I've met that girl before.
Önceki gün orada bıraktılar.
- They left there the day before yesterday.
Önceki gün, seni bir striptiz kulübünde gördüm.
- I saw you in the strip club the day before yesterday.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Uzay teleskobu bize evreni tanımada öncesinden çok daha fazla yardım edecek.
- The space telescope will help us know the universe much better than before.
Sen doğmadan öncesinden beri babanı tanıyorum.
- I've known your father since before you were born.
Allah önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal before God.
Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
- One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
Sana önceden bildireceğim.
- I'll let you know beforehand.
Biz önceden aperatifleri hazırladık.
- We prepared snacks beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.
Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.
- Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.
Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
- I used to take a walk before breakfast.
Bizim başkanımız şimdi eskiden olduğu kadar popüler değil.
- Our president is not as popular now, as he was before.
O çok geçmeden eve döner.
- It won't be long before he returns home.
O, çok geçmeden tövbe etti.
- He came to repent before long.
Gelecek daha öncesinden daha iyiydi.
- The future was better before.
Uzay teleskobu bize evreni tanımada öncesinden çok daha fazla yardım edecek.
- The space telescope will help us know the universe much better than before.
Hava tahmini göre, yağışlı mevsim çok geçmeden başlayacak.
- According to the weather forecast, the rainy season will set in before long.
Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
- I hope the bus will come before long.
Sıfır birden önce gelen şeydir.
- Zero is what comes before one.
Sıfır birden önce gelir.
- Zero comes before one.
Betty öğleden önce gelebilecek.
- Betty will be able to come before noon.
Lütfen 2.30'dan önce gel.
- Please come before 2:30.
Bir gün önce kaybettiğim kitabı buldum.
- I found the book which I had lost the day before.
Bir gün önce aldığım saati kaybettim.
- I lost the watch I had bought the day before.
More than ever before, consumers are desiring for ‘greener’ products.
Scars have been with us since well before the first man cut his finger on a flint knife.
rfhtfghfg.
An entrepreneur puts market share and profit before quality, an amateur intrinsic qualities before economical considerations.
He stood before me.
The period before us looks grim because of the economical crisis.
In alphabetical order, cat comes before dog, canine before feline.
I've never done this before.
The case laid before the panel aroused nothing but ridicule.
He died previous to my arrival.
- He died before I arrived.
I think you should finish mowing the lawn before dark.
You have to be careful in that area. They'll have your wallet before you can say Jack Robinson.
The meeting may be peaceful now, but this is only the calm before the storm.
Mr. Schumer said that the idea of agreeing to a date for a vote before the committee had held hearings was to put the cart before horse..
Just because you did well in your exams doesn't mean you can stop working. Pride comes before a fall.
... As I indicated before, when you talk about shifting Medicaid to states, we're talking ...
... Gave the kids breakfast just before I left and I was ...