Tom ve Mary daha iyi çalışma koşulları talep etti.
- Tom and Mary demanded better working conditions.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
- They want to better their working conditions.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
Onlar daha iyi çalışma koşulları talep etmedi.
- They did not demand better working conditions.
Tom ve Mary daha iyi çalışma koşulları talep etti.
- Tom and Mary demanded better working conditions.
Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor.
- This patient's conditions are getting worse day after day.
Hava durumları değişebilir.
- Weather conditions may change.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.