bedeutend

listen to the pronunciation of bedeutend
English - Turkish

Definition of bedeutend in English Turkish dictionary

grand
ihtişamlı
grand
gösteriş
consequential
sonucu olan
grand
{s} genel

Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer. - My grandfather usually eats breakfast at six.

grand
yüksek

Daha yüksek sesle konuş. Büyükbaban pek de iyi duymuyor. - Speak louder. Your grandfather's hearing isn't so good.

Benim torunum çok yüksek sesle bağırır. - My grandson cries very loud.

grand
bütün

Ben doğmadan önce bütün büyük ebeveynlerim ölmüştü. - By the time I was born, all my grandparents had died.

Büyükanne bütün aileye yiyecek almak için markete gitti. - Grandma walked to the market to buy food for the whole family.

consequential
Kayda değer

I saw nothing consequential in the meeting, except that after that day all hell seems to have broken loose in our lives.".

connotatively
yan anlamları yönünden
consequential
{s} önemli
consequential
{s} bağlı olan
consequential
önemli ehemmiyetli
consequential
neticesinde meydana gelen çıkan
consequential
{s} mantıki
consequential
{s} kibirli
consequential
{s} izleyen
consequential
takip eden/önemli
consequential
consequentially netice itibariyle