Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
Ölüler dans etmedi. Onların ondan daha iyi yapacak bir şeyleri vardı.
- The dead did not dance. They had something better to do than that.
Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
Denize yarım milden daha fazla değil.
- It is no more than half a mile to the sea.
Çocuklar Günü'nde 50'den fazla bisiklet bağışlandı.
- On Children's Day, more than 50 bicycles were donated.
Cömert bağışın için çok teşekkür ederim.
- Thank you very much for your generous donation.
Tom eskiye göre çok daha iyi yapıyor.
- Tom is doing much better than before.
Bu yıl geçen yıla göre daha soğuk.
- It is colder this year than last year.
Answer me if you can, any other way, than because the Scriptures, which are infallible, Say so.
... It's because, for me, soccer is the number one sport around ...
... And also, because for me, I'm all about creating archival ...