bearing resemblance to one another or to something else

listen to the pronunciation of bearing resemblance to one another or to something else
English - Turkish

Definition of bearing resemblance to one another or to something else in English Turkish dictionary

similar
benzer

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir. - The climate of New Zealand is similar to that of Japan.

similar
benzerlik

Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır. - Malay has many similarities with Indonesian.

Benzerlikler görüyorum. - I see the similarities.

similar
emsal
similar
{s} 1. benzer, benzeş: It's similar to that. Ona benzer bir şey. These two things are similar. Bu iki şey birbirine benziyor. Okan and Kaan are
similar
benzeş
similar
aynılık
similar
okşar
similar
aynı türden
similar
bendeş
similar
okşaş
similar
müşabih

Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim. - I haven't seen something similar my whole life.

similar
aynı şekilde

Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz. - You all display similar behavior.

similar
şekilde aynı olan
similar
similarity benzeyiş
similar
aynı

Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım. - In a similar situation, I'd do the same.

Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz. - We too have a similar approach.

similar
benzeyen şey
similar
(sıfat) benzer, benzeyen, eş, benzeşen
similar
{s} benzeşen
similar
similarlybunun gibi
English - English
similar
bearing resemblance to one another or to something else

    Hyphenation

    bear·ing re·sem·blance to one an·oth·er or to some·thing else

    Turkish pronunciation

    berîng rizemblıns tı hwʌn ınʌdhır ır tı sʌmthîng els

    Pronunciation

    /ˈberəɴɢ rēˈzembləns tə ˈhwən əˈnəᴛʜər ər tə ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈels/ /ˈbɛrɪŋ riːˈzɛmbləns tə ˈhwʌn əˈnʌðɜr ɜr tə ˈsʌmθɪŋ ˈɛls/
Favorites