be too

listen to the pronunciation of be too
English - Turkish
olmak çok
too
çok

Bugün, çok fazla ödevim var. - I have too much homework today.

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

too
lüzumundan fazla
too
da
too
de
too
Too bad! Vah vah! I am too going
too
This has gone tooBu mesele sıktı artık
too
hadden ziyade
too
dahi

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti. - In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.

too
fazla

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

Bugün, çok fazla ödevim var. - I have too much homework today.

too
gideceğim

Yarın ben de üniversiteye gideceğim. - I will go to the university tomorrow, too.

Tom hayvanat bahçesine seninle gidiyorsa ben de gideceğim. - If Tom is going to the zoo with you, I'll go, too.

too
fazla, gereğinden çok: It's too early to go. Gitmek için fazla erken
too
ayrıca

Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz. - Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.

Oyun sırasında, aniden yağmur yağmaya başladı ve ayrıca gök gürledi. - During the game, it suddenly began to rain and it thundered, too.

too
{f} aynı zamanda

Sadece siz değil aynı zamanda ben de hatalıyım. - Not only are you wrong, but I am wrong too.

Sadece Tom'dan değil aynı zamanda karısından da ödünç para aldım. - I borrowed money not only from Tom, but from his wife, too.

too
öyle yahu
too
öyle

Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. - It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.

O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun. - It's not such a big problem. You're worrying way too much.

too
aşırı

Mary aşırı makyaj yapıyor. - Mary wears too much makeup.

Onun fikirleri benim için çok aşırı. - His ideas are too extreme for me.

too
Ne yaparsan yap

Ne yaparsan yap, yardım etmek için çok yorgun olduğunu Tom'a söyleme. - Whatever you do, don't tell Tom you're too tired to help.

too
de: You too can learn Arabic. Sen de Arapça öğrenebilirsin. You
too
(gereğinden) çok
too
çok fazla

Konserde çok fazla kişi vardı. - There were too many people at the concert.

Çok fazla içmek seni hasta edecek. - Too much drinking will make you sick.

too
hem de
be too

    Turkish pronunciation

    bi tu

    Pronunciation

    /bē ˈto͞o/ /biː ˈtuː/

    Videos

    ... want to walk too much. ...
    ... But if you go too fast, the car spins out. ...
Favorites