be seated, take a seat; give a seat, show to a seat

listen to the pronunciation of be seated, take a seat; give a seat, show to a seat
English - Turkish

Definition of be seated, take a seat; give a seat, show to a seat in English Turkish dictionary

sit down
oturmak

John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi. - Tom and Mary were about to sit down for dinner when John knocked on the door.

Tom, birkaç saniye için oturmak istedi. - Tom wanted to sit down for a few seconds.

sit down
iniş yapmak
sit down
oturtmak
sit down
{i} oturma

Oturmak istiyor musunuz? - Do you want to sit down?

Tom Mary'nin bir süre oturmasını rica etti. - Tom asked Mary to sit down for a while.

sit down
{f} otur

John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi. - Tom and Mary were about to sit down for dinner when John knocked on the door.

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

sit down
yere inmek
sit down
koyulmak
English - English
sit down