Bunun hakkında makul olmak zorundasın.
- You've got to be reasonable about this.
Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip
- The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university.
Önerin makul görünüyor.
- Your suggestion seems reasonable.
Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.
- Try and come up with a more reasonable excuse next time.
Önerin mantıklı görünüyor.
- Your suggestion seems reasonable.
Şu an onların fikirlerini yermek kolay, fakat onlar o zaman epey haklı göründü.
- It's easy to lampoon their ideas now, but they seemed quite reasonable at the time.
Buradaki fiyatlar oldukça makul.
- The prices here are quite reasonable.
Oldukça makul görünüyor.
- It seems perfectly reasonable.
... out to be quite reasonable criticisms. ...
... So a reasonable model is that new starts are probably going ...