Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
- Dan tried to call Linda numerous times.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
... does with a passion for history will be used to be able to explore the numerous ...
... there are still numerous triggers to mislead by ...