Onun müziği çok gürültülü.
- His music is too noisy.
Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
- I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Compared with him, she is very noisy.
Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür.
- My upstairs neighbors are very noisy.
O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.
- He is noisy, but otherwise a very nice boy.
... all the ingredients are traditional turkish cooking up a little less noisy ...
... hisses ' among other noisy distracting things ' so we may all concentrate on what the ...